Turkish

Surah Saffet Suresi - Aya count 182
Share
Uzaklastirilirlar. Onlara ardi arkasi kesilmez bir azab vardir.
Simdi onlara sor: "Yaradilisça kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattiklarimiz mi?" Gerçekten biz onlari civik bir çamurdan yarattik.
Fakat sen onlara sasiyorsun, ama onlar (seninle) egleniyorlar.
De ki: "Evet, hem de sizler çok asagilanmis olarak (dirileceksiniz)."
Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onlarin gözleri açiliverir.
(Onlara): "Iste bu, sizin yalanlamakta oldugunuz (iyi ve kötüyü) ayirt etme günüdür" denir.
(22-23) Toplayin mahsere o zulmedenleri, eslerini ve Allah'tan baska taptiklari seyleri. Toplayin da götürün onlari sirata (cehennem köprüsüne) dogru.
(22-23) Toplayin mahsere o zulmedenleri, eslerini ve Allah'tan baska taptiklari seyleri. Toplayin da götürün onlari sirata (cehennem köprüsüne) dogru.
(Onlara): "Ne oldu sizlere de yardimlasmiyorsunuz?" (denilir.)
"Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Süphesiz azabimizi tadacagiz."
Bununla beraber baska degil, hep yaptiginiz amellerinizle cezalandirilacaksiniz.
(42-43) Meyveler (vardir), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.
(42-43) Meyveler (vardir), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.
(45-46) Içenlere lezzet veren, pinardan doldurulmus bembeyaz bir kadehle onlarin etrafinda dolasilir.
(45-46) Içenlere lezzet veren, pinardan doldurulmus bembeyaz bir kadehle onlarin etrafinda dolasilir.
Yanlarinda iri gözlü, bakislarini kocalarindan baskalarina çevirmeyen hanimlar vardir.
Sanki onlar örtülüp saklanmis yumurta gibidirler.
"Öldügümüz ve bir toprakla bir yigin kemik oldugumuz zaman biz hakikaten cezalanacak miyiz?"
Ona söyle der: "Allah'a yemin ederim ki, dogrusu sen az daha beni helak edecektin."
(58-59) "Nasilmis bak. Biz ilk ölümümüzden baska bir daha ölmeyecek miymisiz? Biz azaba ugratilmayacak miymisiz?
(58-59) "Nasilmis bak. Biz ilk ölümümüzden baska bir daha ölmeyecek miymisiz? Biz azaba ugratilmayacak miymisiz?
Gerçekten biz onlara içlerinden uyarici peygamberler de gönderdik.
Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmisti de biz de ne güzel kabul etmistik.
Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namini biraktik.
"Yalancilik etmek için mi Allah'tan baska ilâhlar istiyorsunuz?"
(88-89) Derken yildizlara bir bakti da: "Ben gerçekten hastayim" dedi.
(88-89) Derken yildizlara bir bakti da: "Ben gerçekten hastayim" dedi.
O zaman arkalarini dönerek basindan kaçisiverdiler.
Derken bir kurnazlikla onlarin ilâhlarina vardi da, "Buyursaniza, yemez misiniz?" dedi.
(Cevap vermediklerini görünce de): "Neyiniz var da konusmuyorsunuz?" (dedi).
Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler.
Ibrahim dedi ki: "A, siz kendi yonttugunuz seylere mi tapiyorsunuz?"
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düsürdük.
"Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir ogul) ihsan et!"
Biz de kendisine yumusak huylu bir ogul müjdeledik.
Ne zaman ki ikisi de bu sekilde Allah'a teslim oldular, Ibrahim oglunu sakagi üzerine yatirdi.
"Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, süphesiz ki, biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz."
Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm biraktik.
Iste biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz.
(124-125-126) Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz misiniz? Yaratanlarin en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarinizin da Rabbi bulunan Allah'i birakip da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvariyorsunuz?" dedi.
(124-125-126) Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz misiniz? Yaratanlarin en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarinizin da Rabbi bulunan Allah'i birakip da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvariyorsunuz?" dedi.
(124-125-126) Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz misiniz? Yaratanlarin en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarinizin da Rabbi bulunan Allah'i birakip da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvariyorsunuz?" dedi.
Fakat onlar, onu yalanladilar. Bu yüzden onlar mutlaka (cehennemde) hazir bulundurulacaklardir.
Ancak geride kalip batanlar içinde kalan yasli bir kadin hariç.
(137-138) Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara ugrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akil edip düsünmez misiniz?
(137-138) Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara ugrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akil edip düsünmez misiniz?
(Oradakilerle) kur'a çekmis de kaydirilanlardan (yenilenlerden) olmustu.
Derken (denize atilmis ve) kendisini balik yutmustu. (Kendi nefsini) kiniyordu.
(143-144) Eger çok tesbih edenlerden olmasaydi, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karninda kalirdi.
(143-144) Eger çok tesbih edenlerden olmasaydi, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karninda kalirdi.
(151-152) Ha!.. Onlar, süphesiz uydurduklari iftiralarindan dolayi: "Allah dogurdu" derler. Hiç süphesiz onlar, yalancidirlar.
(151-152) Ha!.. Onlar, süphesiz uydurduklari iftiralarindan dolayi: "Allah dogurdu" derler. Hiç süphesiz onlar, yalancidirlar.
Onlar, Allah ile cinler arasinda bir neseb (hisimlik bagi) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancilar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.
Allah, onlarin yakistirdiklari vasiflardan münezzeh ve yücedir.
Fakat Allah'in ihlas ile seçilen kullari baska (onlar, Allah'i böyle sirk ile vasiflamazlar).
(161-162-163) Çünkü siz ve taptiklariniz, kendiliginden cehenneme saldiran kimseden baskasini, Allah'a karsi kandirip, saptiramazsiniz.
(161-162-163) Çünkü siz ve taptiklariniz, kendiliginden cehenneme saldiran kimseden baskasini, Allah'a karsi kandirip, saptiramazsiniz.
(161-162-163) Çünkü siz ve taptiklariniz, kendiliginden cehenneme saldiran kimseden baskasini, Allah'a karsi kandirip, saptiramazsiniz.
(164-165-166) (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makami vardir. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
(164-165-166) (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makami vardir. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
(164-165-166) (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makami vardir. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler.
(167-168-169) (Müsrikler) söyle diyorlardi: "Eger yanimizda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydi, elbette biz de Allah'in ihlas ile seçilmis kullarindan olurduk."
(167-168-169) (Müsrikler) söyle diyorlardi: "Eger yanimizda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydi, elbette biz de Allah'in ihlas ile seçilmis kullarindan olurduk."
(167-168-169) (Müsrikler) söyle diyorlardi: "Eger yanimizda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydi, elbette biz de Allah'in ihlas ile seçilmis kullarindan olurduk."
(171-172-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarimiz hakkinda su sözümüz geçmistir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardir ve elbette bizim ordularimiz mutlaka galip geleceklerdir."
(171-172-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarimiz hakkinda su sözümüz geçmistir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardir ve elbette bizim ordularimiz mutlaka galip geleceklerdir."
(171-172-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarimiz hakkinda su sözümüz geçmistir: "Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardir ve elbette bizim ordularimiz mutlaka galip geleceklerdir."
Onun için sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
Onlara (inecek azabi) gözetle .Yakinda onlar da göreceklerdir.
Ya simdi onlar, bizim azabimiza ugramakta acele mi ediyorlar?
Fakat (azabimiz) onlarin sahasina indigi zaman, (o aci sonuçla) uyarilanlarin sabahi ne kötüdür!
(Inecek azabi) gözetle! Yakinda onlar da göreceklerdir.
Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onlarin yakistirdiklari vasiflardan münezzeh ve yücedir.